… that’s a tiny small step, but a step …
A conversation with Patricia Baik
border_less
2 min. read / scroll down for text in Turkish
You exhibited your work titled 'I've never been there, I wouldn't know, would I?' at SVA summer residency, it was an alive and transformative installation. Do you think it was complete when shown or it is an ongoing journey to a parallel universe?
I don’t think any of my works are ever complete, but at certain states, they can be shown to the public. I had started working on the piece you asked at my studio in São Paulo in 2018, maybe even before I was born. I think a work is based on the artist’s life and the universe, so it should be considered as a package. Or maybe there are many other variables; those variables are what I was actually researching in this piece. I wanted to explore all of the possibilities I had not and never will live through. All of the other possible lives. “I’ve never been there, I wouldn’t know, would I” is an installation with large fabrics intercalated with each other and suspended on walls with wood sticks or dispersed on the floor. All of the writings, drawings and paintings included in the work were an outcome of a narrative I was constructing at SVA and the possibilities of parallel universes. If my mother had not immigrated to Brazil, if I was never born, if… I would say the work overall was a part of my eternal search and understanding of home.
Can you tell us about one of your recent projects ‘Queerentena’? And I am very much interested in your drawings that you share for this project.
‘Queerentena’ is part of a project executed by the Museum of Sexual Diversity of São Paulo. The museum shares queer artists’ works created during the period of quarantine through their social media. This public engagement had led the museum to work on its first online exhibition and I was invited to participate. I hope this is a chance to share various queer experiences in Brazil.
The drawings I share are part of a possible comic book with a narrative I’m still weaving, together with a painting I have started during quarantine.
How would you describe your "staying home" time? What do you watch during this time? What are you reading currently?
I can’t stop analyzing the art system, the world today and the need to change. I’ve been reading and researching a lot; trying to understand how we got to this point of health and government crisis in Brazil and how some parts of the art world are using this virus as an aesthetic for work demand.
Flora Leite, a Brazilian artist wrote an article about this unhealthy demand and about the alternatives to reflect in the art system which we are a part of. I was so struck by the text that I’m still sharing the link with my friends (hahah). I also found an interesting article by curator Xiaoyu Weng on her journey from Shanghai to New York during the first days of COVID-19 and the vision she has of the wrongdoings of both cities, regarding individualism and racism. Ailton Krenak, an indigenous leader, environmentalist and writer, published a small chapter named “We are not selling the tomorrow”, emphasizing the need for change. These are only a few of them but all of these readings are making me question a lot while producing new works. The feeling of ‘nothing will be the same again’ and the idea of not knowing about near future got me out from my art block that had lasted for 6 months. I guess I feel less pressured by the unknown. And more anxious by the idea of change.
I don’t really watch movies but I’ve been compensating my mind and heart by watching a lot of anime and k-dramas of my teenage years. (hahaha)
What do you think about the post-quarantine phase? Do you foresee any transformation?
I wish for a ‘change’. We need to change or else we will learn nothing from this collective trauma. People here talk a lot about their plans when things go back to “normal” but I can’t imagine if there was no speculation about normalizing in Brazil right now. Maybe revolution, maybe a collective work, maybe strengthening communities, I don’t know. But I think a lot of people are reviewing their visions of the world, of their governments, the healthcare, the art world, etc. And that’s a tiny small step, but a step… right?
… bu küçük bir adım, ama bir adım …
Patricia Baik ile sohbet
Huo Rf
2 dakika okuma süresinde
'I've never been there, I wouldn't know, would I?' isimli son işlerinden birisini geçtiğimiz yaz SVA’in rezidans programında sergilemiştin, yaşayan, dönüşen bir yerleştirmeydi. Sence iş tamamlanmış mıydı yoksa paralel evrene süregelen bir yolculuk mu?
İşlerimin hiç birinin tamamlandığını düşünmüyorum, ama olduğu halleriyle sergilenebilirler. Bu işe Sao Paulo’daki atölyemde, 2018’de başlamıştım, hatta belki doğmadan önce başlamış da olabilirim. İşlerin bu zamandaki ve bu evrendeki hayata dayandığını düşünüyorum, bu yüzden hepsinin göz önünde bulundurulması gerekiyor ama belki de çok fazla değişken var. Aslında benim bu işte araştırdığım şey bu değişkenlerdi. Hiç yaşamadığım ve yaşayamayacağım tüm olasılıkları keşfetmek istedim. Diğer hayatların tümü. I’ve Never Been There, I Wouldn’t Know, Would I? birbirine dolanan, tahta çubuklarla duvarlara asılan ve zemine yayılan büyük kumaşlardan oluşan bir yerleştirme. Yazılar, çizim ve resimler orada üzerinde çalıştığım bir anlatıyla ve aldığım her kararın değiştireceği paralel evrenlerin olasılıkları üzerinden şekillendi. Annem Brezilya'ya hiç göç etmeseydi, hiç doğmamış olsaydım. Bütün işin ev ve aidiyet anlayışımla ilgili olduğunu söyleyebilirim.
Bize son projelerinden biri olan Queerentena'dan bahseder misin? Projenin tamamı ve paylaştığın desenleri merak ediyorum.
‘Queerentena’, São Paulo'nun Cinsel Çeşitlilik Müzesi'nin, karantina döneminde sosyal medya aracılığıyla queer sanatçıların karantinada ürettikleri işleri paylaştığı projenin bir parçası. İnsanların ilgisi, müzenin ilk çevrim içi sergisi üzerine çalışmasına sebep oldu ve müze tarafından bu sergiye davet edildim; umarım bu proje Brezilya'da birçok queer deneyimin paylaşılabilmesi için bir olanak yaratacak. Desenler, karantina sürecinde başladığım bir tabloyla birlikte hala üzerinde çalıştığım bir çizgi romanın parçası.
Evde kaldığın süreci nasıl değerlendiriyorsun? Neler okuyor, neler izliyorsun?
Sanat sistemini, bugünkü dünyayı ve değişme ihtiyacını analiz etmeden duramıyorum. Brezilya'da yaşadığımız sağlık ve hükümet krizine nasıl geldiğimizi ve sanat dünyasının bazı kesimlerinin bu virüsü iş talebiyle estetik olarak nasıl kullandığını anlamaya çalışıyorum, bu konuda çok şey okuyup araştırıyorum.
Brezilyalı bir sanatçı olan Flora Leite, virüs üzerinden çarpık bir şekilde üretim talebinde bulunanlara karşılık bu sürecin sanat sistemini doğru şekilde yansıtmak için alternatif bir zaman olabileceği hakkında bir makale yazdı. Bu beni çok etkiledi, makalenin linkini hala arkadaşlarıma gönderiyorum (hahah). Ayrıca küratör Xiaoyu Weng'in COVID-19'un başlangıcında Şanghay'dan New York'a yaptığı yolculuğa ve her iki şehrin yanlışlarına, günümüz bireyselliği ve ırkçılığına dair vizyonunu yansıttığı makaleyi de ilginç buldum. Yerli lider, çevreci ve yazar Ailton Krenak, “Yarını Satmıyoruz” adlı kısa bir metin yayınlayarak değişim ihtiyacını vurguladı. Bunlar okuduklarımın bazıları. Okumaların hepsi durmadan sorgulamamı sağladığı kadar beni üretime de teşvik ediyor. Dünyanın bir daha aynı yer olmayacağı fikri ve sosyal izolasyonun ne zaman sona ereceğini bilemeyişimiz, 6 aydır sanatsal olarak üretemediğim süreçten çıkmamı sağladı. Sanırım değişime karşı endişelerim olsa da bilinmeyenlerin beni daha az baskıladığını hissediyorum.
Çok fazla film izlemiyorum ama gençlik yıllarımdan birçok anime ve Kore dramasını izleyerek zihnimi ve kalbimi telafi ediyorum. (Hahaha)
Karantina sonrasını öngörebiliyor musun? Sence bir şeyler değişecek mi?
Değişimi diliyor. Değişmeye ihtiyacımız var aksi durumda bu kolektif travmadan hiçbir şey öğrenmemiş olacağız. Buradaki insanlar, işler “normale” döndüğündeki planları hakkında konuşuyorlar, ancak şu anda Brezilya'da herhangi bir şeyin normalleşeceği spekülasyonu olmasa insanlar ne yapar hayal dahi edemiyorum. Belki devrim, belki kolektif bir iş birliği, belki toplulukları daha güçlü kılmak, bilmiyorum. Ama birçok insan dünya, hükümetler, sağlık hizmetleri, sanat dünyası, vb. hakkındaki görüşlerini gözden geçiriyor. Ve bu küçük bir adım, ama bir adım… değil mi?