Mwana wevhu
Child of the land
A conversation with Jonathan Fraser
border_less
3 min. read / scroll down for text in Turkish
You produce and think about the physical beings of objects and the traces they leave in our minds. Can you tell us about your recent works and try to explain your existence in the Nairobi art scene through your practice and perspective?
I find that I've gravitated towards drawing as a way to exercise the act of seeing. I believe that seeing is also a way of thinking about the world. It is a process of delineating and parsing out different thoughts as well as allowing others to come together so my recent works are a reflection of this action of coming together and coming apart. I'm actively engaged with various ways we archive visual information for ourselves and the city, I'm thinking specifically about family albums, social media profiles and meme sharing. These archives function towards a collective memory and that is something I am very interested in exploring in my work. How my work documents time and acts as a document on its own is a question that allows me to work in and out of my studio. In addition to this, I'm trying to understand and to work on the multiplicity of meaning that images posses, where a palm tree can stand as a falling star and also just a plant along the coastline.
Nairobi's art scene in many ways is reflective of trends within the wider art world; there are too many artists and not nearly enough opportunities coupled with the notion that art (and art making) is for a selected few. Being in such a small community gives me the opportunity to connect with creative people and to forge relationships that are vital. Information, care and support move more freely in close proximity and that is something I am working towards expanding.
Currently, we are in a global fight with an invisible virus. My friends from all around the world, from Sao Paulo, New York, Tokyo, Dubai, Nairobi; we are all staying home. There are so many economical and psychological traumas, however, for an artist the time spent at home can be very productive and valuable. What kind of a reality fo you foresee for yourself after this process ends?
I don't actually see an 'end' to this per se. I mean eventually, we will be able to go outside again after the vaccines and treatments are found but the traumas you mentioned will be felt far into the future (we have all experienced how 9/11 had transformed the security process of air travel alone). The widespread isolation and anxiety experienced now will shape our future and I fear instead of learning from this experience, we will try to strengthen the past measures that are clearly failing us.
However, imagining and dreaming are radical acts of freedom during these times. I hope we will be less complacent towards the failings of government and more open to showing kindness and compassion to others after this period of crisis ends. I hope that we are more receptive to receive the lessons of today and be ready to implement them in any possible future crisis.
I’ve had some difficulties while producing new works in this period of anxiety but I believe an artist’s creativity does not only exist in the execution of works. I have had more time for introspection, for my friends and for imagination.
While looking at your works, I wondered why you take out your notebook and pen from your bag. I see that sketches and charcoal drawings are important to you.
I like the immediacy of carrying a sketchbook, because for me drawing is like thinking, it is my connection to the real world. I also feel sketching releases the pressure to create an art piece that sometimes feels like contributing to a certain historical event; my sketches make me feel like I can just exist in the world and I can allow myself to have an embodied experience. It feels good.
Mwana wevhu
Toprağın Çocuğu
Jonathan Fraser ile sohbet
border_less
3 dakika okuma süresinde
Nesnelerin fiziksel varlıkları ve akılda bıraktıkları izler üzerine düşünüyor ve üretiyorsun. Güncel işlerinden bahsedebilir misin? Aynı zamanda Nairobi sanat çevresinde varlığını işlerin ve sanat perspektifin üzerinden yorumlayabilir misin?
Görme eylemini gerçekleştirmenin bir yolu olarak çizime yöneldiğimi fark ettim. Görmenin aynı zamanda dünya ile ve dünya üzerinden düşünmenin bir yolu olduğuna inanıyorum. Görmek, farklı düşünceleri tanımlama ve ayrıştırma ve diğerlerinin bir araya gelmesine izin verme süreci biraz da, bu nedenle son işlerim bir araya gelme ve parçalanma eylemlerinin bir yansıması diyebiliriz. Bu ara aktif olarak görsel bilgileri kendimiz için arşivlemenin çeşitli yolları ile haşır neşir oluyorum, burada, özellikle aile albümlerini, sosyal medya profillerini ve meme paylaşımlarımızı düşünüyorum. Bu arşivler kolektif bir hafızayı oluşturmak üzere de işlev görüyorlar, bu da benim işlerim için yaptığım araştırmada özellikle ilgilendiğim bir sonuç. Çalışmam nasıl zaman geçiriyor ve kendi başına bir belge gibi davranıyor? sorusu aslında stüdyomun içinde ve dışında çalışmama izin veren bir soru. Buna ek olarak da görüntülerin sahip olduğu anlamın çokluğunu anlamaya ve bu çokluğa eklemeler yapmaya çalışıyorum, mesela bir palmiye ağacı düşen bir yıldız da olabilir, sadece sahil şeridi boyunca duran bir bitki de olabilir.
Nairobi'de sanat ortamı birçok yönden daha geniş, global sanat dünyasındaki eğilimleri yansıtan bir yapıya sahip; çok fazla sanatçı var ve sanatın (ve sanat yapmanın) seçilmiş birkaç kişi için olduğu düşüncesi ile bir arada düşündüğümüzde sanatçılar için yeterli fırsat neredeyse yok. Böyle küçük bir toplulukta var olmak bana diğer sanatçılarla etkin bağlantılar kurma ve burada hayati öneme sahip ilişkiler kurma fırsatı veriyor. Bilgi, ilgi ve desteği paylaşmak daha yakın olduklarınızla daha özgür bir hareket alanı kuruyor ve bu da benim hayatımda alanımı genişletmek istediği yön aslında.
Şu anda görünmez bir virüsle küresel bir mücadele var. Sao Paulo'daki arkadaşım, New York'taki arkadaşım, Tokyo'daki arkadaşım, Dubai'deki arkadaşım, Nairobi'deki arkadaşım, hepsi evde kalıyor. Hem ekonomik hem de psikolojik travmaları her açıdan öngörebildiğimiz bir süreçten geçiyoruz, sanatçı için de evde geçirilen zaman değerli ve üretken olabilir, peki bu süreç bittiğinde ne tür bir gerçeklik hayal ediyorsun?
Aslında bu durum için bir "son" görmüyorum. Demek istediğim, tekrar dışarı çıkabileceğiz ve muhtemelen aşılar ve tedaviler geliştireceğiz, ancak bahsettiğin travmalar, bu virüsün kontrol altında olduğu gelecekte de hissedilecek (sadece 9 Eylül'ün hava taşımacılığında nasıl bir etkisi olduğunu biliyoruz). Şimdi hissedilen yaygın izolasyon ve anksiyete geleceğimizi şekillendirecek ve korkarım ki bu deneyimden dersler çıkarmak ve öğrenmek yerine, açıkça başarısız olan geçmiş önlemleri güçlendirmeye çalışacağız. Ama tasarlamak ve hayal kurmak, bu dönemin bize yer açtığı radikal özgürlük eylemleri. Hayalim, hükümetlere ve başarısızlıklarına karşı daha az şikayetçi olacağımız ve bu acil durum döneminin ötesinde ve sonrasında sevgi göstermeye ve şefkat vermeye daha açık olacağımız. Umarım karşılaştığımız diğer birçok zorluğa karşı aldığımız dersleri geliştirmeye ve uygulamaya daha açık oluruz.
Bu kaygı döneminde işlerim üzerinde çalışmakta, üretmekte zorlanıyordum, ama bir sanatçının işlerinin sadece bir şeylerin icrası, ortaya çıkması ile görünür olduğuna inanmıyorum. Kendi iç-gözlememi yapmak, arkadaşlarımla vakit geçirmek ve hayal kurabilmenin kıymetini bilmek için daha fazla zaman yarattım kendime.
İşlerine bakarken, defter ve kalemini neden çantandan çıkardığını merak ettim. Eskizlerin ve karakalem çizimlerin senin için önemli olduğunu görüyorum.
Eskiz defteri taşımanın ivediliğini seviyorum, çünkü benim için çizmek dünyayla bir bağlantı gibi. Ayrıca eskiz yapmak sanat eseri üretmek fikrinin üzerimde oluşturduğu baskıyı azaltıyor; dünyada bir tarihin parçası olmadan var olabilirim ve kendime özerk deneyimler için izin verebilirim. Bu genel olarak iyi hissettiriyor.